19 Mart 2014 Çarşamba

Bıraktığın gibi bulman umuduyla.

Hiç konuşmuyoruz artık. Belki sokakta yan yana gelip tanımamazlıktan geliyoruz birbirimizi. Yada bir arkadaş ortamında adımız geçtiğinde duymamazlıktan geliyoruz isimlerimizi. Geçmiş senelerin hakkını veriyoruz belki de bu yabancılıkla. Eskiden çok sevdik dengeyi kurmak için şimdi tanımıyoruz kendimizi. İnsan değişiyor ne kadar istemese de. Geçmişten ders çıkarıp geleceğe yönelik planlar yapıyor kendi çapında. Sonra bir gün geliyor karşısında duruyor geçmişi. Daha doğrusu içinde kalmışı. Gözlerde özlem ve dudaklarda geçmişe vurulan bir kilit. Ağızdan tek kelime çıkmıyor belki ama yürekler konuşuyor o sırada. Özledim gel tekrar diyor ama insan duymayınca emin olamıyor. Karşında ki ne kadar sevse de bunu göstermeyince olmuyor. Ne dil varı
yor gitme demeye ne ayak varıyor gitmeye. Kalıyor yine içinde kalmışlıklara, uzaktan gelmişliklere. Geldiği yerlerden üzerine sinen duman sevgisizlik kokuyor. Ellerinde soğukluk, yanaklarında soğuğun getirdiği ufak bir kızarıklık. Gözleri tam bir facia. O mutluluktan parıldayan gökyüzü mavisi gözler şimdi sönmüş bir ateş adeta. Canıma can katan insan, beni benden alan varlık başka diyarlarda bırakmış kimliğini. Ne canı kalmış şimdi yokluğumda ne mutluluk dolu bir ruhu. Ah sevgilim. Ah canım. Ah ömrüm. Kimler dokunduysa sana belli ki sana ömründen bir parça verememiş benim gibi. Kendini harcamışsın o yüzden. Mutluluğu sevgiyi ve belki de aşkı bırakıp gittiğin bu yerler tekrar umut ışığı olsun sende. Kurtuluşun olsun. Koca bir kalabalıkta sessizlik olsun sana. Ama sensizlik olmasın bana. Bıraktığın gibi bulman umuduyla.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder