30 Aralık 2013 Pazartesi

PC'YE SIZMA TEKNİKLERİ

Merhabalar arkadaşlar 

Öncelikle hacker olmak isteyen biri genellikle Pc Hacklemek için hacker olmak ister.Bunun çeşitli sebepleri olabilir.Örenğin birisi onun kız arkadaşına msnde küfür etmiş olabilir, sevmediği bi insan olabilir bunun çook fazla nedenleri olabilir.Bazı insanlar hacker olmaya çalışmak yerine "ya şunu hacklermermisin?allah kitap seversen, lütfen" gibi şeyler sölerler.Neyse konumuz bu değil bel

ki bu döküman bu tip insanlara birşeyler öğretebilir. 

Bu dökümanda Pc hack konusuna, başka pcye sızmaya ayrıntılı bir şekilde değinicem. 

başlıyorum... 

Şimdi söze şöyle söyliim: Bir bilgisayardan internete

Şaka amaçlı virüs kodları

Şaka amaçlı virüs kodları


Öncelikle forumda daha önce paylaşılmış ise özür dilerim ve konumun silinmesini talep ederim.

Başlayalım ...

Yeni bir not defteri açıyoruz , içine

start
start
start
start
start
start
start
start
start

Şeklinde daha da uzatabilirsiniz ( Çok uzatmayın istenmeyen sonuçlar ortaya çıkabilir. Eğer istenmeyen bir sonuç çıkarsa sorumluluk kabul edilmez. )

Bu şekilde örneğin 50 adet start yazıyoruz sizin isteğinize bağlı.
Kaydet diyoruz ve uzantısını .bat yapıyoruz. Örnek : Şaka virüsü.bat

Gönderdiğiniz kişi bunu açar ise ne not defterine ne kadar '' start '' yazmış iseniz o kadar pencere açılır ve karşı taraf bu pencereleri tek tek kapatmak zorunda kalır. 

TROJEN-TRUVA ATI-

Türkçesi “Truva Atı” olan Trojan virüsler iki kısımdan oluşur ve bilgisayarlara sızdırılarak uzaktan komuta edebilmeyi amaçlar. Bu zararlı programla çok fazla bilgi sahibi olmayan bir bilgisayar kullanıcısı (ya da korsanı diyelim) çok rahatlıkla virüsü bulaştırdığı bilgisayardaki yetkileri eline geçirebilir.
Yalnız gerçek hacker’lar Trojan’leri birçok bilgisayara bulaştırarak sitelere hayalet saldırılar düzenlerler. Örneğin çok sayıda Trojan bulaştırdığı bilgisayarın kontrolünü eline alarak büyük sitelere D.O.S attack yaparak siteleri büyük zarara uğratabilir ve çöktürebilirler.
İkincil kullanım amacı ise uzaktan komuta edilmek istenen bilgisayarda bir port açığı yaratarak bağlantı noktası oluşturmaktır. Biz normal kullanıcıları ilgilendiren kısım da bu oluyor.
Şimdi Trojan’leri virüs programına ihtiyaç duymadan nasıl silebileceğimizi anlatalım;
Sırasıyla Başlat menüsünden Çalıştır butonuna tıklayarak “cmd” yazın ve çalıştırın (başlat menüsü arama çubuğuna direkt cmd’de yazabilirsiniz sıkıntı olmaz). Açılan DOS penceresinde küçük harflerle ve arada boşlu bırakarak “net user” yazın ve enter’layın. Bilgisayarınıza bağlı hesaplar içerisinde “Support_388945a0” adlı bir hesap varsa Trojan var demektir ve başkası tarafından komuta edilebilir durumdadır bilgisayarınız.
Bu hesabı silmek için aynı DOS penceresi içerisine “net user SUPPORT_388945a0 /delete” yazın ve enter’layın. Bu basit işlem sonrası bilgisayarınız casus yazılımdan kurtulmuş olmalı.


Diğer yöntemler;






ACID SHIVERS Port Numarası: 10520 Dosya Adı: “msgsvr16.exe” Boyutu: 186 kb Dizini: C:Windows 1. Registry’nizdeki HKEY_LOKAL_MACHINESoftwareMicr osoftWindowsCurr entVersionRunServices “Explorer | msgsvr16.exe” kaydını sil. 2. Registry’nizdeki HKEY_LOKAL_MACHINESoftwareMicr osoftWindowsCurr entVersionRunServices “Explorervmsgsvr16.exe” kaydını sil 3. PC’nizi MS-DOS kipinde başlatın. 4. C:Windowsmsgsvr16.exe” dosyasını silin. 5. PC’nizi yeniden başlatın.
BACK ORIFICE Port Numarası: 31337 Dosya Adı: “.exe” Boyutu: 126 kb Dizini: C:Windowssystem 1. Registry’nizdeki HKEY_LOKAL_MACHINESoftwareMicr osoftWindowsCurr entVersionRunServices “.exe” kaydını silin 2. PC’nizi yeniden başlatın. 3. Windows Explorer’ı başlatın.Görünüm Klasör Seçenekleri menüsündeki Görünüm sekmesini açın ve Gizli Dosyalar bölümünde “Tüm Dosyaları Göster” seçeneğinin işaretli olduğundan emin olun. 4. “C:WindowsSystem.exe” dosyasını silin. 5. PC’nizi yeniden başlatın.
BACKDOOR Port Numarası: 1999 Dosya Adı: “icqnuke.exe” Boyutu: 102 Kb Dizini: C:Windows, C:Windowssystem 1. Registry’nizdeki HKEY_LOKAL_MACHINESoftwareMicr osoftWindowsCurr entVersionRun “icqnuke.exe.” kaydını silin 2. PC’nizi MS-DOS kipinde başlatın. 3. “C:Windowsicqnuke.exe” ve “C:WindowsSystemicqnuke.ex e” dosyalarını silin. 4. PC’nizi yeniden başlatın.




BIG GLUCK Port Numarası: 34324 Dosya Adı: “bg10.exe” Boyutu: 100 Kb Dizini: C:Windows, C:Windowssystem 1. Registry’nizdeki HKEY_LOKAL_MACHINESoftwareMicr osoftWindowsCurr entVersionRunServices “bg10.exe.” kaydını silin. 2. PC’nizi MS-DOS kipinde başlatın. 3. “C:Windowsbg10.exe” ve “C:WindowsSystembg10.exe” dosyalarını silin. 4. PC’nizi yeniden başlatın.




[COLOR="rgb(0, 255, 255)"]
BRADE RUNNER Port Numarası: 21,5400,5401,5402 Dosya Adı: “server.exe” Boyutu: 323 Kb Dizini: C:Windows, C:Windowssystem 1. Registry’nizdeki HKEY_LOKAL_MACHINESoftwareMicr osoftWindowsCurr entVersionRun “server.exe.” kaydını silin. 2. PC’nizi MS-DOS kipinde başlatın. 3. “C:Windowsserver.exe” ve “C:WindowsSystemserver.exe ” dosyalarını silin. 4. PC’nizi yeniden başlatın. BUGS Port Numarası: 2115 Dosya Adı: “bugs.exe” Boyutu: 78 Kb Dizini: C:Windows, C:Windowssystem 1. Registry’nizdeki HKEY_LOKAL_MACHINESoftwareMicr osoftWindowsCurr entVersionRun “bugs.exe.” kaydını silin. 2. PC’nizi MS-DOS kipinde başlatın. 3. “C:Windowsbugs.exe” ve “C:WindowsSystembugs.exe” dosyalarını silin. 4. PC’nizi yeniden başlatın.




CID SHIVERS Port Numarası: 10520 Dosya Adı: “msgsvr16.exe” Boyutu: 186 kb Dizini: C:Windows 1. Registry’nizdeki HKEY_LOKAL_MACHINESoftwareMicr osoftWindows CurrentVersionRunServices “Explorer | msgsvr16.exe” kaydını sil. 2. Registry’nizdeki HKEY_LOKAL_MACHINESoftwareMicr osoftWindows CurrentVersionRunServices “Explorervmsgsvr16.exe” kaydını sil. 3. PC’nizi MS-DOS kipinde başlatın. 4. C:Windowsmsgsvr16.exe” dosyasını silin. 5. PC’nizi yeniden başlatın.
DEEP BACK ORIFICE Port Numarası: 31338 Dosya Adı: “.exe” Boyutu: 122 Kb Dizini: C:Windowssystem 1. Registry’nizdeki HKEY_LOKAL_MACHINESoftwareMicr osoftWindowsCurr entVersionRunServices “.exe” kaydını silin 2. PC’nizi yeniden başlatın. 3. Windows Explorer’ı başlatın.Görünüm Klasör Seçenekleri menüsündeki Görünüm sekmesini açın ve Gizli Dosyalar bölümünde “Tüm Dosyaları Göster” seçeneğinin işaretli olduğundan emin olun. 4. “C:WindowsSystem.exe” dosyasını silin. 5. PC’nizi yeniden başlatın.
DEEP THROAT Port Numarası: 2140, 3150 Dosya Adı: “systempatch.exe” Boyutu: 255 Kb Dizini: ?



1. Registry’nizdeki HKEY_LOKAL_MACHINESoftwareMicr osoftWindowsCurr entVersionRun anahtarını açın. “systemDLL32 | systempatch.exe” kaydının işaret ettiği dizini bir kenara not aldıktan sonra söz konusu kaydı silin. 2. PC’nizi MS-DOS kipinde başlatın. 3. Not etmiş olduğunuz dizin altındaki “systempatch.exe” dosyasını silin.MS-DOS kipinde adı 8 karakterden uzun dosyaların isimleri kısaltılacağı için, “system~1.exe” veya benzeri ada sahip bir dosyayı aramalısınız.Eğer “system~” şeklinde başlayan birden fazla EXE dosyası varsa hangisinin trojan dosyası olduğundan emin olmadan silme işine girişmeyin. 4. PC’nizi yeniden başlatın.
GIRLFRIEND Port Numarası: 21554 Dosya Adı: “windll.exe” Boyutu: ? Dizini: C:Windows 1. Registry’nizdeki HKEY_LOKAL_MACHINESoftwareMicr osoftWindowsCurr entVersionRunServices “windll.exe” kaydını silin 2. PC’nizi yeniden başlatın. 3. “C:WindowsSystemwindll.exe ” dosyasını silin. 4. PC’nizi yeniden başlatın.
HACK A TACK Port Numarası: 31785, 31787 Dosya Adı: “expl32.exe” Boyutu: 236 Kb Dizini: C:Windows 1. Registry’nizdeki HKEY_LOKAL_MACHINESoftwareMicr osoftWindowsCurr entVersionRun”Explorer32.exe | C:Windowsexpl32.exe” kaydını silin. 2. PC’nizi MS-DOS kipinde başlatın. 3. “C:Windowsexpl32.exe” dosyasını silin. 4. PC’nizi yeniden başlatın
[/COLOR]

IP DEN PC'YE SIZMA YÖNTEMLERİ

P'Den PC'Ye Sızma Yöntemleri 
bakın şimdi ilk olaydan başlayalım işletim sisteminizin xp olan lar için komutlar sunlar
bu komutları başka yerde bulabilrseniz size helal olsun..

başlat/çalıştır/cmd

ardından kurbanın ip adresini bilmeniz gerekiyor ip adreis bulmak içinde çaşitli yöntemler var

sonra komutlara gelelim

net view \\kurbanın ip nosu

bu komutun ardından eğer pc paylaşıma açıksa bütün paylaşımlarını görebilirsiniz değilse pc ye NULL olarak giriş yapmalısınız bu da 139 uncu port tan içeri dalmak demektir

net use \\kurbanın ip nosu\ipc$ /u:"" ""

bu komutu girdikten sonra komut başarıyla tamalandı şeklinde bir yazı ile karşılasacaksınız
,
onunaerdından ilk yazdığım komutu tekrar deneyin ve pc size tüm paylaşımları gösterecek fakan NULL olarak isimsiz bir şakilde pc ye girmiş sayıldığınızdan yapabilecekleriniz sınırlı bu nedenle administrator olarak pc ye girmek içnde administrator şifresini bulmanız gerekli şifre bulma yonteminin anlatmıyorum konumuz dışında olduğu için şifre kırmak için net uzerinde bir çok program var ney se konuya donelim admin olarak pc ye girmek içinse bir önceki girişinizi silkmeniz gerekiyor bunun için

net use \\kurbanın ip nosu\ipc$ /delete

komutunu klullanınız

şifreyi bulduktan sıonra varsayalımki şifre 123456

net use \\kurbanın ip nosu\ipc$ /u:"administrator" "123456"

komutunu girdiğinizde pc de artık yapabilieceklerinizin bi sınırı kalmıyor pc sizin elinizde bunu ardından siyeh dos ekranından kurtulmak için

başlat/ayarlar/denetim masası/yönetimsel araçlar/bilgisayar yönetimi ni tıllayarak eylem menüsünden başka bilgisayara bağ.. ı tıkladığınızda karşınıza çıkan pencereye kurbanının ip nosunu yazzıp entere basarsanız artık pc nin bütün öğeleri önünüzde dir kişi pc yi kullkanırken masaüstüne müdehale edebilirsiniz kendi pcniz gibi kullanabilirsiniz yani

pc den çıkarken şunu sakın unutmayın muhakkak girişinizi iptal etmelisiniz..

net use \\kurbanın ip nosu\ipc$ /delete

komutunu kullanarak iptal edebilirsiniz bunu yapmadan çıkmayın aksi takdirde bilmediğiniz önemli bir pc ye girersiniz ilk bakacakları yerde pc nin paylaşımlarıdır ve ip no’nuz görünür hakkınızda yasal soruşturma açılır ve internet şuçlarının en ağırı olan internet bilgi paylaşımını kötüye kullanma suçundan hakkınızda açı.. soruşturmada en az 4 ay en fazla 5 yıl olmak üzere hapis cezasına çarptırılırsınız...



28 Kasım 2013 Perşembe

Anı Yazısı (Andaç / Yıllık Yazısı) Nasıl Yazılır?

Anı Yazısı (Andaç / Yıllık Yazısı) Nasıl Yazılır?



Anı yazısı nasıl yazılırOkulun son senesinde yıllar sonra okununca gözler dolsun diye bazı sevilen arkadaşlara yazılan ve yazdırılan genelde burada veda etmiyorum çünkü kimse bir yere gitmior gibi klişelerle doldurulan yazılardır.
Kafada kurulan seylerin bir türlü yazılamadığı için, bir nevi eziyettir andaç yazısı yazmak. Duygusal birşey mi yazsam… geyik mi yazsam gibi düşünceler ve abi toplanıp ortak bişiler yazalım, birbirimizi anlatmayalım, klasik olmasın, biz farklıyız, yaptığımız muzurluklari yazalım tarzında planlarla başlayıp yola koyulunur genelde, fakat nedense ortaya hep şöyle birşeyler çıkar:
Sevgili Kuntik,
İlk seni gördüğümde sana kanım ısınmamıştı, sonradan ne kadar iyi bir insan olduğunu anladım. Birlikte çok eğlendik. Benim için iyi bir arkadaşsın. Sana hayatının geri kalan bölümünde başarılar. İlerde de görüşmek üzere.
Dostun Tantun
Yıllar boyu hatırlayacağımız bu yazılara gereken önemi vermemiz gerekir, zira birkaç yıl sonra okuyunca bunları yazan ben miyim diye düşünürken bulur kendini kişi:
Canım cicişim;
sen benim herşeyimsin.,,,biz neler neler yaşadık 2 cihan duysa inanmaazzz,,,herşein üstesinden birlikte geldikk ,,sınavlaar,,erkeklerr,,hayatın zorluklarıı falaan heep hep yani,,,hatrlarmısın o sewdiin botu alman için harçlılklrmızı biriktrdiimizii,sora berkcanın seni ektiğindee omuzmda ağladıını,,ahh ahh kuzucanım bulamadık ezel gibi erkekk ahahahaaa:) sana veda etmiyorrum çnküü hiç ayrlmıczz şimdiki gbi üni olsun iş vs. olsun hep hep brlkte olcaz XO XO
Sewgi pıtırcıı
Aslında yıllık yazısının belirli bir kalıbı, şekli yoktur. Klişe de olabilir, marjinal de olabilir; yeter ki kaliteli olsun. Yıllar sonra da okuyunca da kah insanın yüzünü güldürsün, kah buruk bir sevinç bıraksın. Çünkü okul anıları hayatımız boyunca hatırlamak istediğimiz, bir daha yaşayamayacağımız anlarla doludur.
Yukarıda örnekleri verilen anı yazıları tamamen hayal ürünüdür.

27 Kasım 2013 Çarşamba

kore ıphone 5 ımeı

Merhaba Değerli ArkadaşLar Replika İphone 5 İmei Değiştirme Kodunu sizlerle Paylaşmak istiyorum
Replika İphone’lar İos Değildir Bizde İOS  veya Java Olanların değil Sadece Android Olan Telefonların İmei Değiştirme Kodlarını Veriyoruz eğer Sizin Telefonunuz Android DeğiLse Bu Kodlar İşe Yaramaz .

İphone 5 İle İphone 4s İmei DEĞİŞTİRME kodu Aynıdır.
*#8002# Yada *#3646633#*
bunlarda olmazsa
İphone 5ler İçin İmei Atma Kodu : *#8000# – Olmazsa Bunu Yazınız *#*#3646633#*#*
Eğer bu Kodlar İşe Yaramıyorsa Konuya yorum Olarak Yada İletişim Kısmından Mail Adresinizi Bırakırsanız Sizin Telefon Modelinize Uygun Paylaşımlarda’da Bulunuruz

Erkeklerde ağlar

Yazdıre-Posta
Ayrılık acısı sadece kadınları hırpalamıyor erkekler de ağlıyor
Tartışma
nisan-2011-tartisma-resim-2
Erkek ve kadın cinsi pek çok konuda birbirinden farklı olsa da konu aşk acısı olduğunda birbirine benziyor. Beş erkek, iyileşme reçetesini bizimle paylaştı.

Son günlerin en popüler şarkısı ‘Erkekler Ağlamaz’ kadınlardan
da erkeklerden de çok fazla istek alıyor. Cover olarak Şebnem
 Ferah ile Nilüfer’in seslendirdiği şarkı ilk kez dinleyiciyle
buluştuğunda da bu kadar çok sevilmiş ve listelerden inmemişti.
 Ancak günümüz koşullarında erkeklerin ağlamadığını söylemek
onlara haksızlık olur. Çünkü pek çok konuda artık erkekler ‘ağlıyor’.
 Hele söz konusu aşk acısıysa en az kadınlar kadar acı çekiyorlar.
 İlişki sonrasında kendilerini sorguluyor, bir sonraki ilişkilerinde
hata yapmamak için dersler çıkarıyorlar. Bunu nereden mi biliyoruz?
Konuyla ilgili farklı meslek gruplarından konuştuğumuz beş
erkeğin verdiği cevaplar ağlamanın yalnızca kadınların tekelinde
 olduğu savını yıkıyor, erkeklerin de duygular konusunda en
 az kadınlar kadar hassas olduğunu ortaya koyuyor.
Aşk acısından dolayı yaptığınız en aptalca şey neydi?
Enis: Benim için önemli olmadığını göstermek. Sonrasında onunla buluşup kendimi daha da kötü hissetmiş olmam.
Yaman: Sinirimden bahçedeki çiçekleri yoldum. Onu yolarken sanki ayrıldığım sevgilimin saçlarını yolduğumu düşündüm.
Tevfik: Ayrıldığım sevgilimi sürekli telefonla taciz ettim. Sonunda benden kurtulmak için bacağını kırdığını söyledi.

Hızlı seks acıyı yok eder mi?
Adnan: Evet. Eğer sekse olumlu açıdan bakar ve bekar hayatın tadını çıkarmak isterseniz.
Atilla: Hayır. Kendimi kötü hissettiğimde iyi bir kız arkadaşıma sarılmak daha iyi geliyor.
Tevfik: Hızlı seks aşk acısını daha da kötü hale getirir. Çünkü sürekli gerçek aşkı düşünürsünüz.
Enis: Ke-sin-lik-le.

30 Eylül 2013 Pazartesi

Biraz gülelim :D


Kurban bayramı kaç gün tatil ? sorusunun cevabı

Kurban Bayramı'nda 9 gün tatil

Bakanlar Kurulu'nun ardından açıklama yapan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Kurban Bayramı tatilinin 9 gün olduğunu açıkladı.


Kurban Bayramı'nda 9 gün tatil

Bakanlar Kurulu sonrası açıklama yapan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Kurban Bayramı tatiliöncesinde arefe günü, kamu personelinin yarım gün idari izinli sayılacağını bildirdi
Arınç, bayram tatili boyunca köprü ve otoyol geçişlerininücretsiz olacağını açıkladı.
Başbakan Yardımcısı ArınçSuriye'ye yönelik 4 Ekim'de süresi dolacak olan tezkerenin Bakanlar Kurulu'nda imzalandığını ve 3 Ekim günü TBMM'de görüşüleceğini bildirdi.
"Türkiye'nin çıkarlarından başka bir şey düşünmeyiz"
Arınç, Çinli firmaya verilen uzun menzilli savunma sistemleri ihalesi konusunda, "Biz Türkiye'nin çıkarlarından başka bir şey düşünmeyiz" dedi.
"Aklınıza gelebilecek gelmeyebilecek herşeyi yapıyoruz"
Başbakan Yardımcısı Arınç, Mısır'da tutuklu gazeteci Metin Turan için, "Aklınıza gelebilecek gelmeyebilecek herşeyi yapıyoruz. Mısır'ın içinde bulunduğu şartlar malum. Her türlü çare düşünülüyor" diye konuştu.

Alıntı: www.millyet.com

HIZLI OKUMA TEKNİKLERİ


YAZI İÇERİĞİ
• • • •  • •  • •  • • • •  • •  • •  • • • •  • •  • •  • • • •  • •  • •  • • • •  • •  • •  • • •  •  • •  • •  • • • •  • •  • •  • • •

    Temel İdman, Egzersiz Ve Teknikleri
    Sağ Yarı Beyinle "Okuma"
    İletişim Ve Okumak
    Ön Okumalar
    Seçerek Okuma
    Algılama
    Kötü Okuma, İyi Okuma
    Aktif/Pasif Okuma Anlama
    Çabuk Kavrama-Sağlam Anlama İçin Pratik Tavsiyeler
 

• • • •  • •  • •  • • • •  • •  • •  • • • •  • •  • •  • • • •  • •  • •  • • • •  • •  • •  • • •  •  • •  • •  • • • •  • •  • •  • • •

                      "ÇOK HIZLI ve İYİ ANLAMALI OKUMA"nın 

                           Temel İdman, Egzersiz ve Teknikleri 

Okumanın   hangi  şekli   olursa   olsun,   öncelikli   çalışma,   okuma   tekniğiyle   değil,
vücudunuzun bir parçası olan "göz"ün fiziki işleyişini düzeltmekle ilgilidir (bir de
yanlış alışkanlıkların   tashihi   gerekir).   Buna,   eski   bir   deyim   de   olsa,   "idman"
diyelim. Dört idmanla başlamakta yarar var.:

    1)    Gözü   daha   hızlı    "bakmaya"   (yani,   şekilleri,   yazılan   beyne   yollamaya)
          alıştırmak.    İdmanlar      "takistoskop"     aleti   (el  aracı   veya   bilgisayar),
          alıştırma yoluyla sağlanır. Bu araçlar yoksa, veya onlara ilâveten, resim
          ve yazıları elle kapatarak da gözün hızını artırabiliriz;

    2)    Gözü  daha   geniş bir   alam  bir   kerede   yakalamaya   alıştırma   idmanları.
          Gene   yukarıdaki   araçlarla   fakat   bir   kerede   bakılacak/görülecek   hedef
          yazılarla   çalışmalar.   Gazete   sütunlarını   ve   kitap   sayfalarını   de   büyük
          "blok" biçimler halinde okumaya          alışmak;

    3)    Yanlış alışkanlıktan kısma idmanları: (a) Dudak kıpırdatarak okumayı;
          (b)   Gırtlak   oynatarak   okumayı;   (c)   Okunan   kelime   ve   cümleleri   geriye
          dönüp tekrar okumayı önlemek için çeşitli araçlardan istifade;

    4)    Okumaya       uygun,    rahat    ortamda     okumak,     gözün   sağlık   durumunu,
          kontrol.

Tekniklerin Özü 

Bu,"fiziki"    idmanlardan      sonra,   okuma     tekniğinin    özüne   gelmiş  bulunuyoruz.
Burada da aşama aşama işe girişmek gerekir.

En son teknikleri de kaplayacak şekilde hızlı okuma nasıl uygulanır? 

1) İlk   yapılacak  şey,  okuma   amacını      açık-seçik   belirlemektir.   Kendi   kendinize
sorun;    okuyacağınız    şeyi   niçin  okuyacaksınız?       Zevk   versin   diye   mi?   Hikâye,
roman,  şiir   gibi...   Bir   sorunun   çözümlerini   öğrenmek   için   mi?   Bir  şeyin   kolay
yollarını   bulmak   için   mi?   Bir   konunun   temel   dayanaklarını   anlamak   için   mi?
Yaklaşan bir sınav için doğru cevaplara hazır olmak mıdır okumanızın amacı?

Bu   "hazırlık"   aşamasında       maksadınızı     açıkça   belirlerseniz,   rastgele   okumaya
başlamak       gibi,  hem    zaman     kaybettirici,   hem     de  anlamayı     bulanıklaştırıcı
yanlışları yapmazsınız. Okumaya beyniniz aydınlık ve hazır olarak girişirsiniz.

2) Amacınız belli. Ve okumak üzere kitabı, gazeteyi, dergiyi veya raporu elinize
alıyorsunuz.

    a)  Şimdi   yapacağınız  şey,   bizim   "Çok   Hızlı   Okuma"   sisteminde   önerdiğimiz
        ikinci adımı atmaktır: Materyale "Göz Atmak".

        1)    Kitapsa:     Eserin   adına    ve  ikinci   başlığına,   yazarın    kim   olduğuna,
              yayın tarihine, yayıncısına, mümkünse "içindekiler" bölümüne, varsa
              "Endeks"ine       göz    atarsınız.    Herhalde     satın    alma    sözkonusuysa
              fiyatına da. En çok 5 dakikada.

        2)    Gazete veya Dergiyse: O nüshanın bölümlerine, yazı başlıklarına, alt
              başlıklara, resimlere, yazarın adına, yazının uzunluğuna bakarsınız.
              1-2 dakika yeter.

        3)    Raporsa:     Kimin     tarafından    hazırlandığına,     konu    başlığına,   bölüm
              listesine, başlıklara, kaç sayfa olduğuna... v.s. göz atarsınız. En çok 3
              dakika.

        Bunları   tamamladığınızda,   "bunu   gerçekten   okumam   gerek   mi?   Okuya-
        cağım    şey    bu   mu?    Ne    kadarını    okumalıyım?"       sorularını   cevaplamış
        olursunuz.

    b)  Bir   başka   amacınız   da   olabilir:  İlânlardan   iş veya   ev   aramak   gibi;   bir
        telefon rehberinden arayacağınız şahsın ismini, bir sözlükten bir kelimeyi
        bulmak   gibi.   Bunda   "Tarama"   tekniği   uygulanır:   ne   atadığınızı   çok   net
        şekilde   (kelimenin   resim   gibi  şekliyle)   gözünüzde   canlandırdıktan   sonra,
        sütun ve satırlar boyunca bakışınızı aşağı doğru (veya soldan sağa) hızla
        kaydırırsınız tâ ki aradığınız isim veya kelimelere gelesiniz.

3)   Fotoğrafik   Okuma,  yeni   listemde   sırası   bizim   "Çok   Hızlı   Okuma"daki   "Göz
Gezdirme" aşamasından önce geliyor.

Bu   teknikte,   kelimelere,   satırlara   keskin   bakışla   göz   dikme   yerine,   "Yumuşak"
(adeta dalgın) bir gözle ve bütün bir sayfaya bakarak yapacaksınız. Ve beyniniz,
"tümü" kavrayacak.

Bu nasıl olabilecek?

Bilindiği   gibi,   beynimizdeki   iki   yarımdan   her   biri   az   çok   farklı   bir   fonksiyonla
"algılar".  "Sol    beyin"   mantıkla    düşünüp      anlar   (veya,   anlamaya      çalışır).  Her
gördüğünü,       duyduğunu,     analitik  bir   şekilde    işler:  Küçük    parçalara    böler,  ve
birimden, parçadan tekten tüme gider, sonuca bağlar. Bu bilinçli okumadır.

"Sağ beyin" seziş yoluyla algılar.

İlk olarak bir şeyin (şekil, yazı, ses) tamamını (tümünü) yakalamaya çalışır; bu

18 Eylül 2013 Çarşamba

Science Evren Buyuk Patlama




EVRENDE VE DÜNYADA ELEMENTLER
EVRENİN BAŞLANGICI VE ELEMENTLERİN OLUŞUMU
Kafamızı kaldırıp gökyüzüne baktığımızda  o uçsuz bucaksız  boşluğun aslında çok karmaşık bir yapıya sahip olduğunu algılayabiliyoruz. Fakat gözümüzle göre bildiğimiz kısım evrenin milyarda birlik   kısmını bile temsil etmemektedir. Evren insan aklının almakta zorlanacağı  bir genişliğe sahiptir ve bu gökte ki boşluk hep merak edilmiştir.
Bugün yaşamakta olan  ve geçmişte yaşamış bilim insanları  gökyüzünü hep merak etmişler ve bu merak sonucunda da çok geniş araştırmalar yapmışlardır.
BİG BANG (BÜYÜK PATLAMA) TEORİSİ
Bilim insanları geçmişten günümüze kadar evrenin oluşumu ile ilgili değişik fikirleri ve
incelemeleri ortaya koymuşlardır. Fakat günümüzde evrenin oluşumu konusunda  bilim insanları arasında tam bir fikir birliği  ile big bang teorisi ortaya konmuştur. Bu teori evrenin yoktan var edildiğini ve  hala genişlemeye devam ettiğini belirtmektedir.
TEORİNİN DELİLLERİ;
Evrenin genişlemeye devam etmesi.
NASA   uydusunun patlamadan sonra kalan radyasyonu belirlemesi
Uzayın görünürde boş bölümlerinde mikrodalga ışınların yayılması.
Gök  adaların  birbirinden sürekli uzaklaşmaları. Bu durum, yaydıkları ışınların  spektrum çizgileri sayesinde belirlenmektedir.
Uzayın her noktasında birim hacimde ki kütle yoğunluğunun aynı kalması.
Büyük patlamayla ilgili:

  • Evrende ki olaylar bir nokta şeklinde yaklaşık 1032 K sıcaklığa sahip bir enerjinin açığa çıkmasıyla başlamıştır.
  • Bu enerji patlama şeklinde genişleyerek yayılmaya başlamıştır. Genişleme    10-42 ile        10-32 saniyeleri arasında gerçekleşerek  bir portakal boyutuna ulaştı. Bu zaman diliminde sadece kuarklar ve leptonlar vardı.
  • Kuark:temel parçacık ve maddenin temel bileşenlerinden biridir.
  • Lepton: temel parçacıklardan birisidir ve maddenin yapı taşıdır. En çok bilinen lepton atomda bulunarak atomun kimyasal özelliklerini belirleyerek neredeyse tüm kimyayı oluşturanelektrondur. İki temel lepton sınıfı vardır: yüklü leptonlar (ya da elektron benzeri leptonlar olarak da adlandırılır) ve nötr leptonlar(nötrino olarak bilinir). 
  • (Allah yorumlu big bang özet):
  • 10-6. Saniyede genişleyerek sıcaklığı 1027 K düşen evrende, kuarklar birleşerek proton ve nötronları oluşturmuştur. Bu anda elektronlar ,fotonlar ve nötrinolarda var edilmiştir.
  • Çok yüksek enerjiye sahip olan fotonlar çarpışarak elektronları ve pozitronları oluşturmuşlardır. Bu   aşamada nötronlar; proton ,elektron ve antinötrinolara parçalanır.                          
  • Bu tepkimeler sonucunda ilk hidrojen çekirdeği oluşur.
  • Patlamadan 2-3 dakika sonra sıcaklığın birazcık düşmesiyle döteryum,tiridyum,helyum ve lityum çekirdekleri oluşmuştur
  • Sonra ki süreçte evren soğumaya ve genişlemeye devam etmiştir.
  • Evren yeteri kadar soğuduğunda kütlesel çekim kuvvetinin  etkisiyle yoğunlaşan gazlar  birleşerek gök cisimlerini oluşturmaya başlamıştır.
  • Evrende var olan  hidrojen,helyum ve lityum dışında ki diğer  elementler yıldızların oluşmasından sonra meydana gelmiştir.
  • Evrende gök cisimlerinin yoğunluk gösterdiği bölgelere galaksi  (gök ada) denir.
  • Evrende tanımlanabilen maddeler gök cisimleri, gezegenler  ,meteorlar ve yıldızlardır.
  • Patlama sonucu oluşan    radyasyon  tüm evrene dağılmıştır.
NOT: Evrende başlangıçta oluşan hidrojen, helyum ve lityum hafif element, bu elementler dışındaki elementlere ağır elementler denir.

1 Eylül 2013 Pazar

Samsung galaxy s3 replika (kore malı) ımeı cakma


Galaxy s3 replikanın imei kaydını nasıl yapacağınızdan bahsetmek istiyorum.
Telefonun imei numarasını ekstra bir programa ihtiyacınız olmadan değiştirebiliyorsunuz. Bir arkadaşımızı aramak ne kadar basit ise bu telefonun imei numarasını değiştirmek de bir o kadar basit. Bu konuyu hem video ile hem de yazı ile sizlere açıklayacağım.

Telefonun imei numarası yanında bir çok ayarlarını mühendislik kodunu girerek değiştirebiliyoruz. Mühendislik kodu, diğer adıyla gizli kod bizlere bir çok konuda yardımcı olacaktır.

Artık imei numarasını nasıl değiştireceğimiz konusuna geçiyorum.

Telefonumuzun arama menüsünden *#*#3646633#*#* kodunu giriyoruz.
Yukarıdaki kodu girdiğimiz zaman otomatik olarak mühendislik modu açılacaktır.
Açılan menüden GPRS e giriyoruz.
GPRS menüsü içerisine girdiğimiz zaman mevcut imei numarasını göreceksiniz. Yazmak istediğiniz yeni imei numarasını SİM2'yi seçip bu kısma yazıyor ve WRITE IMEI tuşuna basarak gelen sorguya OK(TAMAM) diyoruz ve başka hiçbir yere dokunmadan telefonun bataryasını çıkarı tekrar takıyoruz ve telefonu açıyoruz.  

Gizli Kod'u bilinmeyen telefonlar için Engineer Mode'a linkteki uygulama sayesinde girebilirsiniz : http://cepnoloji.com/downloads/sa=view;down=19



Not: eğer yukarıdaki kod işe yaramassa bu kodu "*#112#*" kodunu kullanabilirsiniz. yukarıdaki işlemlerin aynısını uygulamanız yeterli olucaktır.

Hepsi bu kadar.  ;) 

22 Haziran 2013 Cumartesi

KAFA ÇALIŞTIRMA EGZERSİZLERİ

Nörolog Doç. Dr. Serdar Dağ beyin kapasitesini artırmak için yapabileceklerimiz konusunda sorularımızı yanıtladı:
* Beynin kapasitesi artırılır mı?
Her insanın belli bir beyin kapasitesi vardır. Bunu genetiği belirler. Fakat bu kapasitenin etkin kullanılması için yapılacak birçok şey vardır. Örneğin; bir arabanın son göstergesi 180 km ise, 200 km hız yapılamaz. Fakat iyi bir araba, bakım ve kullanan ile gerekirse son hıza kadar çıkabilir. Son yıllardaki bunca gelişmelere rağmen, beyin hâlâ insan vücudunda, hakkında en az bilgiye sahip olunan organdır. Yapılan çalışmalar ve uzmanlara göre birçok kişi beyin potansiyelinin çok az bir kısmını kullanmaktadır.
* Okul eğitimi beyni geliştiriyor mu?
Maalesef okullardaki eğitim düzeni; beynin sadece sol tarafını geliştiren matematik, fen bilgisi ve Türkçe gibi derslere önem verirken, beynin sağ tarafını geliştiren resim, müzik, el sanatı gibi derslere pek fazla önem vermez. Halbuki; tarihte başarılı olan insanlara bakıldığı zaman, bu kişilerin, bilerek veya bilmeyerek sağ ve sol beyinlerini geliştirmiş kişiler olduğu görülür. Başarılı insanlar beynin her iki yarısını kullanabilen, gerektiğinde birinden diğerine geçebilen insanlardır. Sağ lobun duygular ve hayallerin etkisinde olduğu ve bütünsel öğrendiği, bu yüzden bilgileri sırayla işleyen sol lobun aksine daha hızlı ve etkili olduğu anlaşılmıştır. Sadece sol lobu gelişmiş olan ve bu lobu iyi kullanan insanların üretken düşünebilmeleri için sağ beyni geliştirmeleri gerekir. Çünkü insanın mucitlik ve üretkenlik kısmını sağ beyin sağlar. Sağ ve sol beyin birbirini tamamlayan fonksiyonlara sahiptir. Sol beyni gelişmiş bir kişi sağ beynini de geliştirirse, beyninin kapasitesi, hayal edemeyeceği kadar fazla artar.
ŞEHİR HAYATI ZORLAR
* Beyni neler olumsuz etkiler?
Özellikle günümüzde büyük metropol şehirlerde yaşamak, hiçbir etken olmasa da tek başına stres kaynağıdır. Trafik, hava kirliliği, çalışma şartlarının ağırlığı, zamanla yarışma gibi etkenler beyni ve sinir sistemini olumsuz etkiler. Aşırı stres; uykusuzluk, sinir, insanlara tahammülsüzlük durumlarını da beraberinde getirir. Aşırı stres altında kalan beyin yıpranır, fonksiyonları bozulmaya başlar ve hükmetme kabiliyeti zayıflar. Örneğin; günlerce uykusuz kalan kişinin hafızası ve düşünce yeteneği zayıflar, vücut direnci düşer. Böyle durumlarda hekim yardımı gerekir.
* Stresin beyindeki tahribatı görülebilir bir durum mu?
Sinir ve stres, sinir sisteminin normal işleyen biyokimyasal mekanizmasını bozar. Bazen geri dönüşümsüz tahribat bile yapabilir. Özellikle ağır ruhi travmaya maruz kalınca yaşanan şok, buna bir örnektir. Olumsuz olayların etkisi ile beyinde salgılanan maddeler, vücuttaki diğer hormonları da aktive eder. Buna bağlı olarak dolaşım hızlanır, kalp ritmi artar. Kişi yerinde duramaz. Geçici olarak beyin fonksiyonları zayıfladığı için kişinin bedenine hükmetme kabiliyeti azalır. Bu yüzden saldırganlık, eşya kırma, bilinçsiz bir şekilde karşı tarafa zarar verme görülebilir.
* Stresli işlerde çalışanların beyinleri zarar görür mü?
İşyeri en büyük stres kaynağıdır. Ancak unutmayın; profesyonellik, bulunan her şarta uyum sağlama kabiliyetidir. Dolayısıyla iş yaşantısı insan yaşamını sürdürmesi için kaçınılmaz ise, iş stresi ile başa çıkmayı bilmemiz gerekir. Bunun için psikolojik destek almak gerekebilir. Yurtdışındaki büyük şirketlerde çalışanlara, stresle başa çıkmanın yollarına dair seminerler verilir. Gerekirse kişilerin birebir destek alması sağlanır. Neticede sinir ve stres, beyin fonksiyonlarını olumsuz etkilediği için dikkati azaltır, doğru karar vermeyi engeller, olaylara objektif bakmayı önler. Eğer kendi kendinize, yaşadığınız sinir ve stresten kurtulamıyorsanız, uzman desteği almanız ve hatta gerekirse ilaç tedavisi görmeniz gerekebilir.
İLAÇLA TEDAVİ EDİLEBİLİR
* Sinir ilaçları beyinde tahribata neden olur mu?
Beyin hayali bir organ değildir. Akciğer, böbrek, karaciğer gibi rahatsızlanabilen bir organdır. Örneğin; karaciğerde tahribat sonucu salgılanan maddelerin yüksekliği ateş, sarılık gibi belirtilere neden olur. Beyinde de ruhsal travma, iş stresi vs. gibi etkenlerle salgılanan maddeler nedeniyle oluşan hasar sonucu; sinir, stres, uykusuzluk gibi belirtiler oluşur. Diğer organlarda oluşan hasarlar nasıl ilaçla tedavi ediliyorsa, beyin ve sinir sistemi de ilaçla tedavi edilebilir. Beyinde işleyişi bozulan biyokimyasal düzen ilaçla düzeltilmezse hastalık ilerler. Sinir ve stresin beyine vereceği zarar, ilaçların vereceği zarardan tahmin edemeyeceğiniz kadar fazladır.
* Sinir ilaçları bağımlılık yapar mı?
Bu ilaçlar genelde yeşil ve kırmızı reçeteye tabi ilaçlardır. Bunların kontrolsüz ve sık kullanılması bağımlılık yapabilir. Sinir sisteminin tedavisinde esas kullanılan ilaçlar ise bağımlılık yapmayan ilaçlardır. Ancak bunlar yarım bırakıldığında şikayetler tekrarlar ve ilaca yeniden başlanınca hasta bunu bağımlılık zanneder. Bağımlılık paniğine kapılmayın, doktor kontrolünde dozu azaltılarak bu ilaçlar rahatlıkla bırakılabilir.
Öğrenmenin sonu yoktur. Öğrenme bir başkası tarafından deneyimlerin aktarılması ile gelişir. Bunun da adı eğitimdir. İyi bir eğitim beyni geliştirir. Size beyninizi geliştirebileceğiniz birkaç egzersiz önermek istiyorum:
1- BOL KİTAP OKU
Kitap okumak en faydalı beyin geliştirme yöntemidir. Kitap okumak sağ ve sol lobu beraber geliştirir. Çünkü kitap okurken sol tarafla takip edilen ve kavranan kavramlar, sağ tarafta hayal edilir. Bunun için televizyon izlemek sağ lobu pasif bırakır.
2- BULMACA ÇÖZ
Sık sık bulmaca çözmek, beyni çalıştırır.
3- DENEY YAP
Okunan bilgilerin uygulamaya geçirilmesi önemlidir. Okullardaki deneyler sonucunda dersler daha iyi anlaşılır.
4- HOBİ BUL
Öğrencilikte ve çalışma hayatı içinde resim, müzik veya el işi gibi sağ tarafı geliştirecek hobiler edinin.
5- SPORA BAŞLA
Spor yapmak, yeterli uyumak ve beslenmeye özen göstermek, beynin dinç ve güçlü kalmasını, olumsuz düşünceleri yok ederek beynin daha kolay öğrenmesini sağlar. Önerim açık havada kitap okumanız.
Yazar: Esra Tüzün
Kaynak: http://Sabah

18 Haziran 2013 Salı

'Başbakan oğlum Mehmet Ali'yi niye hedef gösterdi?'

Memet Ali Alabora'nın annesi Betül Arım oğlunun hedef gösterilmesine isyan etti. Arım, hislerini yazdığı bir mektupla dile getirdi.
Gezi Parkı olaylarına verdiği destek nedeniyle tehditler aldığını ve can güvenliğinin olmadığını söyleyen oyuncu Mehmet Ali Alabora'nın annesi Betül Arım'ın o mektubu...
“NEDEN?”        
Sosyal medyayı çok kullanan biri olmadığımdan, olayları 29 Mayıs Çarşamba günü öğrendim. İşten çıkıp Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi’ndeki bir geceye, ödül almak için katıldım ve oradan 22:30 gibi Gezi Parkı’na gittim. Daha çok gençlerden oluşan, şarkı söyleyen, halay çeken, muhabbet eden çok güzel insanlarla tanıştım. Ağaçları korumak için biber gazına maruz kaldıklarını duyduğumda gerçekten inanamadım ve hep şunu sordum; “NEDEN, NEDEN?”
Ben doğadan beslenen, yaratılmış olan her şeyle bir olduğumuza ve aramızda görünmez ipliklerin olduğuna ve her şeyle, ağaçla, çiçekle, böcekle akraba olduğumuza inanan, gün aşırı pir parka ya da ormana giden (Belgrad, Emirgan, Yıldız, Taksim, Hidiv-Selamiçeşme, Göztepe, Maçka, Beykoz, nereye yakınsam…), ağaca sarılan, sırtını dayayan, toprağa basan ve randevularını ve hatta bazı TV çekimlerini parklarda gerçekleştiren biri olarak;

17 Haziran 2013 Pazartesi

25 milyar dolarlık ‘Gezi Parkı’ riski

Normalleşmesi beklenirken yeniden tırmanan ‘Gezi Parkı’ olayları turizmdeki 25 milyar dolarlık beklentiyi riske sokarken, 552 yıllık Kapalıçarşı boş kaldı, esnafın zararı yüzde 80’e yaklaştı.

Haziran ayında alışveriş ise Babalar Günü’ne rağmen yüzde 25 kayıp verirken restoranlarda da eylemlerin etkileri ortaya çıktı.

‘Babalar Günü’ne rağmen düşüş20 gündür sancılı olan perakende sektörü, babalar gününü de yaşayamadı. Tescilli Markalar Derneği (TMd) Başkanı Tahsin Özlenir, geçen perşembeden itibaren normalleşme yaşanırken cumartesi akşamı yapılan ani müdahaleyle yeniden dibe inildiğini söyledi. Babalar Günü’nün etkisiyle cumayı verimli geçirdiklerini belirten Özlenir şöyle konuştu: “Ama tekrardan mağazalar kapandı. İstiklalde alışveriş yapılacak durum yok. Caddede alışverişi bırakın, hiçbir şey için uygun ortam yok. Diğer tarafları da etkiliyor tabii ki. Müdahaleden önceki hava tansiyonu düşürmüştü. Cumartesi normal seviyedeyken tekrar dibe gidiyoruz.”

Yüzde 25 Kayıp
Tüm Türkiye’de haziran ayı perakende cirolarının yüzde 20-25 civarında düştüğünü anlatan Özlenir “Bu geri gelmeyecek. Turizmde geriliyor, iptaller artıyor. Turizmin aldığı pay ülke genelinde tüm cirolarda yüzde 15. Bodrum, Antalya İstiklal gibi yerlerde yüzde 50’yi buluyor. Bu olumsuzluk bugün bitse bile artık yerine koymak, telafi etmek mümkün görünmüyor” dedi.

Turizmde iptaller yaşanıyor
“Turizmde bu yıl hedeflenen 32 milyon turist ve 25 milyar dolar geliri artık unutabiliriz” diyen Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (TUROB) Başkanı Timur Bayındır, gelişmelerden duyduğu kaygıyı dile getirdi. Sadece İstanbul değil tüm Türkiye’de iptallerde patlama yaşandığını kaydeden Bayındır, yurtdışından yapılan bütün kongre ve seminerlerin iptal edildiğini, yurtiçinden düzenlenen etkinliklerin de tamamına yakınının iptal
edildiğini söyledi.

Durumun kötü olduğunu belirten Bayındır şöyle konuştu: “Halihazırda rezervasyonu olanlar geldi ama henüz biletini almamış herkes iptal etti. Yılın geri kalanına da sirayet etmeye başladı. Şu ana kadar 10 milyon turist ağırladık geri kalan 22 milyon için belirsiz durum sözkonusu. Burada 30 milyar dolardan bahsediyor, 3-5 kuruştan değil. Turizm bu ülkenin bacasız sanayisidir. Ve şimdi bu sanayi sallanıyor.”

İmajı Toparlamak Zor
İstanbul başta Türkiye’nin turizmde yıllarca emek vererek olumlu bir imaj oluşturduğunu ancak ortaya çıkan durum ve dünyaya yansıyan görüntünün bunu yerle bir ettiğini vurgulayan Bayındır, şu bilgileri aktardı: “Kapadokya’ya, Pamukkale’ye ve daha pek çok yere İstanbul’da birkaç gün kalıp öyle gider turistler. Hepsini vuracak. Direkt uçuşların olduğu Antalya bile etkileniyor. İstanbul’da Taksim, Talimhane civarı başta her yerde iptaller var. İptal oranı şehir genelinde ortalama yüzde 50. Avrupalı, Amerikalı, Japon herkes iptal ediyor. İlk Araplar iptal etti. Bu yılı toparlamak artık mümkün değil ama böyle giderse 2014, 2015’i de kaybedeceğiz.”

İstanbullular yemeğe az çıkıyor

Turizm, Restoran Yatırımcıları ve İşletmecileri Derneği (TURYİD) Başkanı Kaya Demirer, inanılmaz moral eksikliği olduğunu belirterek Gezi Parkı’yla başlayan toplumsal gerilimin bugüne kadar yaşanmış ekonomik krizlerden ve büyük terör saldırılarından daha fazla piyasaları etkilediğini söyledi. Demirer, “Çok moralsiziz. Kayıplarımız çok. Bir şekilde gelmiş olan turist otelinden çıkmıyor. Bu direkt restoranlara yansıyor. Hem turizmden kayıp yiyoruz hem İstanbullular yemeğe çıkmıyor” dedi. Restoranların genel olarak turizm, iş dünyası ve sosyalleşenler olmak üzere birbirine eşit 3 parçadan beslendiğini hatırlatan Demirer, “Turizm kayıp. İş dünyasının ve sosyalleşecek insanın da morali yok. Zaruri yemek yenen restoranların durumu iyi ama bizim gibi üyelerimizin restoranlarda durum çok kötü. Toplumsal bir travma yaşanıyor” dedi.

Cruise gemileri rotayı çevirdi
Timur Bayındır, İstanbul turizmi için en önemli gelir kaynaklarından biri olan cruise gemilerinin rotalarından İstanbul’u çıkardığını söyledi. Bayındır, “İstanbul indirme bindirme noktasıydı. Gelip birkaç gün kalıyorlardı. Müze ve alışverişe katkıları çoktu. İstanbul’a gelmiyorlar.
Şimdilik Kuşadası’ndan inip biniyorlar ama bakalım bu ne kadar devam edecek” dedi.

‘Kapalıçarşı’da kayıp yüzde 80
İstanbul’da hem turizmin hem alışverişin kalesi kabul edilen Kapalıçarşı da gelişmelerden nasibini aldı. 552 yıllık tarihi çarşıda esnafın ciro kaybı yüzde 80’i aştı. Kapalıçarşı Esnaflar Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Hasan Fırat, “Esnaf çok kötü durumda. Normal ciromuzun ancak yüzde 20’sini yapabiliyoruz, kayıp yüzde 80. Kapalıçarşı neredeyse çöktü” dedi. Gezi Parkı hareketinin başladığı ilk günden bu yana katlanarak ziyaretçi ve turist sayısının düştüğünü belirten Dr. Hasan Fırat, rezervasyonların iptal edilmesiyle Kapalıçarşı’nın boşaldığını söyledi. Fırat şöyle devam etti: “Böyle devam ederse durum hiç parlak değil, gelecek de aydınlık görünmüyor. Çarşı’ya gelen Amerikalı, Avrupalı, Japon aklınıza kim gelirse yok artık; Araplar bile yok!” Haziran-Ağustos arası 3 aylık dönemde tüm yılın yüzde 50 satışının gerçekleştiğini hatırlatan Fırat, “Şu anda haziran aşı bitmek üzere.

En kötüsü ise böyle devam ederse artık bu yıl hiç toparlanmaz. Kaybımız büyük” dedi. Fırat, turizm ülkesi olmanın sorumluluğuyla davranılması gerektiğini söyleyerek, “Turizmdeki kayıp giderek derinleşiyor. Bu milyonlarca kişinin ekmek yediği bir sektör. İnsanlar endişe içinde ve üzgün. Kapalıçarşı’ya yerli de gelmiyor” diye konuştu.

16 Haziran 2013 Pazar

Mithra Kültürünün Esrarı

Zaman: İS 1-4. yüzyıllar

Mekân: Roma İmparatorluğu

"Sabah tanrısı Mithra, 

Büyük boğanın öldüğü bu yerde, 

Karanlıklar içindeki çocuklarına bak 

Kurbanımızı kabul et!

Sen pek çok yol yaptın, 

Hepsi de ışığa varan. 

Ve asker de olan Mithra 

Bize ölmesini öğret!"

RUDYARD KIPLING, 1906

Mithra Kültü, bildiğimiz kadarıyla, 1. yüzyılın sonlarına doğru Roma'da ortaya çıkmıştır. Kültün ana esrarı tanrı Mithra'nın bir mağarada beyaz bir boğayı öldürmesidir ve bu eylemin insanlığa kurtuluş getirdiğine inanılmıştır. Boğa öldürme sahnesi ("tauroctony") ülke boyunca tanrının bütün tapınaklarında (mithraeum) çok küçük farklılıklarla betimlenmişti.

Bazı mithraeum'larda resmedilmiş bir iki dize ile yakınlarda Berlin'de bulunan bir papirüs parçası dışında herhangi bir ayin metni olmadığı için, Mithra Kültü'nün sırlarını çözmeye yarayacak elimizdeki tek ipucu bunlardır ve bu esrarı çözmek de hiç de kolay bir iş değildir.

(Solda) Heddernheim (Roma Nida) boğa öldürme röliyefinin dökme kalıbı. Orta panoda Mithra'nın hayatından sahneler. (Sağda) Nemrut Dağı'ndaki bu röliyefte I. Antiochus başında Frigya şapkası olan Mithra'yı

BİLDERBERG GRUP


Bilderberg Grup 1954 Mayısı'nda Hollanda'nın Osterbeek kentindeki Bilderberg Oteli'nde toplanan bir grup mason tarafından kuruldu. Grubu tasarlayıp oluşturan asıl kurucu İsveç Franmasonluğu üstad-ı azamı Joseph Retinger (1887-1960)'dir. Bu gizli grubun finansmanının önemli bir kısmı Amerika'daki Rockefeller Vakfı tarafından karşılanır. Diğer finansör ünlü banker Rothschild ailesidir. Bilderberg çok uluslu bir hükümet gibidir. 

Bilderberg birçok kaynakta "Dünyanın Efendileri" şeklinde tanımlanır. Bilderberg Grubun geçmişine ilişkin kapsamlı bilgi bulabilmek çok zordur. Başvuru kaynaklarında kurulduğu yer, tarih ve toplantılara katılan bazı önemli şahısların isminin dışında bir bilgi bulmak mümkün değildir. Kurulduğundan bu yana Bilderberg toplantılarının tamamı basına ve kamuoyuna gizli yapılmış, burada konuşulanlar hakkında hiç kimse bilgi sahibi olamamıştır. Bu toplantılara katılanlar, burada konuşulanları ne pahasına olursa olsun bildirmeyeceklerine yemin ederler. Ünlü bir Türk siyaset adamının dediği "görevimden istifa etmemi isteseler bile burada konuşulanları kimseye söylemem" sözü bu gizliliği ortaya koymaktadır. 

Örgüt, sermaye, siyaset, gizli örgütler ve iş dünyasının ünlülerini biraraya getirir. Her yıl

Mutlu Şirinler ve biz, halk !

________________________________________________________________________________________________________




31 Mayıs 2013 - 02 Haziran 2013

Türk Televizyonları
“Arkadaşlar, uçağınız sizi buradan alıyor, Miami’ye götürüyor!”
“Aaaa !!”
“Ve ve ve Miami’de sizi kim ağırlayacak?”
“Kim?”
“Adriana Mila !”
“Aaaa !!”
“Miami’de şöyle güzel bir tekne turu yapacağız.”
"Oooo !!"
“Hey ZorVayVırs! I’m Adriana Mila. I’m here in Miami. Waiting for you! Çabuk çabuk, hurry hurry !!”
BBC
Avrupa Birliği Sözcüsü Yabancı Politikalar Şefi Catherine Ashton,

Mithra

“Mithraizm her şeyi üst üste koyar,
Her şeyin kendinde barıştığını kabul eder.
Fanatizm ve toleranssızlık ona yabancıdır,
Din yayma gayretleri yoktur.” der Vıktor Novella.
"Mitra" ifadesi en eski olarak, Hinduizm dininde Vedalarda kullanılmıştır. Daha sonra çeşitli versiyonları türemiştir, sonradan türeyen versiyonlarından en önemlileri Pers Mitraizmi ve Roma Mitraizmi'dir. Mithraizm’in temel felsefesi, iyi ile kötünün çatışmasıdır.
Perslerin Işık tanrısı Mithra daha geç bir dönemde, İ.Ö. II. yüzyılda yaygınlaşmaya başlamıştır. Mithra kültü, yaşamın başlangıcını Mithra tarafından yakalanan ve kurban edilen kutsal boğaya bağlamaktadır. Mithra, kendi zaferini güven altına almak için, doğanın prototipi olarak kabul edilen, büyük bir boğa kurban etmiştir. Bu kurban edilen boğa sayesinde, doğa verimliliğe kavuşmuştur. Pers kaynaklarına göre, kutsal boğa, ölümü ile göklerin, gezegenlerin, yeryüzünün, bitki ve hayvanların doğumunu sağlamıştır; böylelikle Mithra yaşamın yaratıcısı durumuna yükselmiştir. Mithra'cılıkta ölüm, yeni bir yaşamın başlangıcıydı. Boğayı öldürdükten sonra, boğanın etinin paylaşıldığı bir ziyafet düzenlenirdi. Mithra'ya inananlar, boğanın etini yemek ve kanını içmekle, yeniden doğacaklarına ve Mithra ile birlikte güneşin göklerdeki evine yükselerek, ölümsüzlüğe kavuşacaklarına inanırlardı.
Işık -Tanrı Mithra yaratıcı olmaktan çok, Büyük Güneş-Tanrıyla “Ahura Mazda”, insanlar arasında bir aracı durumundadır. İnsanların ruhlarını kurtarmaya çabalayan elçi, konumundadır. Bir ateş kılığına bürünüp karanlıkları yok edecek, insanlığı aydınlığa kavuşturacaktır. Bu nedenle ateş kutsaldır ve törenlerde önemli yer tutar. Mithra, Işık-Tanrı olarak kötülüklerle sonuna kadar savaştıktan sonra, Güneş-Tanrıyla birleşip göğe çıkmaktadır. Mithra tanrı olarak göklerdeki yerinden, insanların kötülüklerle savaşında onlara yardımcı olmaktadır. Her insan tanrının yardımıyla başarıya ulaşabilir. Bu nedenle her insanın ölümünde onu bir” yargılama” beklemektedir. Bu yargılamadan başarıyla çıkanlar, kurtuluşa ve ölümsüzlüğe kavuşmakta sonsuza kadar yaşamak için göğe yükselmektedir.
Mithra kültü, eski Ari'lerin Ahura-Mazda tapımlarından türemiştir. Mithra'nın Farsça karşılığı olan "Mihr" yalnızca "güneş" anlamına gelen bir sözcük olmakla kalmaz, aynı zamanda "dost, arkadaş" anlamını da taşır. İ.Ö. üçüncü yüzyıl başlarında, Pers İmparatorluğunun Batı sınırlarında bulunan askeri yönetimler Mithra'ya "ilahi savaşçı" olarak tapmaya başladılar. Mithra, artık sevgi dolu güneş tanrısı olmaktan çıkıp, gücün dostu, askerlerin "yenilmez" tanrısı haline gelmişti."
Mithra bir yandan güneş, yani Helios ile diğer yandan Apollon ve Hermes ile eşdeğerdi. Özgün olarak bu tanrı, Ahura-Mazda'nın yandaşı olarak savaşan bir ışık kaynağı, bir tür melek biçiminde kabul edilmişti. Mithra savaşçı niteliğini daima korumuştur.
Mithra'nın Ahura-Mazda'nın gözü olduğuna ve dünyayı onun yönettiğine inanılırdı. Bu kültün inançlarına göre, en yüce tanrının yerine Mithra geçmiş, İyi ve Kötü arasındaki büyük mücadeleye katılmış ve zaferle sonuçlandırmıştı.
Paulus, Mitra kültünü yeni inançla harmanlamaya çalışan ilk din adamıdır.
Avrupa Hıristiyanlığı benimsemeseydi, bugün için dünyaya Mitra Kültü egemen olurdu. Mithra kültü zaman içinde Romanya, Yugoslavya, Avusturya, Almanya, Polonya ve İngiltere’ye kadar yayılmıştır. Roma imparatoru M. Aurelius da Viyana yöresindeki Altenburg da bir Mithreum yaptırmıştır. Batıya yayılan Mithra inancı, Zerdüşt’ten de etkilenen dönemin uzantılarıdır.
Zerdüşt'ün geliştirdiği öğretinin kökeninde güneşin ve ateşin kutsallığına inanan eski İran dinleri "Zervanizm" ve "Mitraizm" yatmaktadır. M.Ö. 5.YY'da Anadolu'da Ege kıyılarında ortaya çıkan doğacı felsefe öğretisini de etkilemiştir. Mithra kültü, Romalı lejyonerlerce büyük ilgi ile karşılanmıştır. Mithra'cılık lejyonerlerle birlikte İran'dan Roma'ya, Tunus'a, Ren nehri boylarına kadar yayıldı. Mithra kapalı bir çevrenin gizli bağlarına göre oluştuğu bir kardeşlik topluluğuydu. Mithra'cılık, Roma İmparatorluğu'nun toplumsal yapısının içine yayılmış ve güçlü sadakat gerektiren bir sistem haline gelmiştir.
Mütevazı bir çevrede, ücra bir köşede, bir bakireden doğup; çilelerle dolu bir yaşamdan sonra, halkını kurtaran ve fedakârca bir ölüm yaşayan kahraman mitinin tarihi insanlık tarihi kadar eskidir. Budha, Dionysos, Attis, İndra, Adonis, Krishna ve Mithra. Hepsi bir bakireden doğma ve hepsi de İsa’nın öncülleri. Firavunlar da dâhil, kralların tanrı soyundan geliyor olması neredeyse tüm kültürlerde görülen bir gelenektir. Mithraism, daha eski bir Pers kültü olan Zoroaster’in Suriye’de filizlenen şeklidir ve Roma İmparatorluğu, Mithraism ile M.Ö. 67 de tanışmıştır. Doktrinleri arasında, Vaftiz, ayinsel yemek, ölümsüzlük inancı, yeniden doğuş, bir son yargı, cennet ve cehennem vardır.
Mithra öğretisi, kendi bedeninin üzerinde kudret kazanmak için kendini fiziksel olarak dizginlemekti. Mithra'cılık bu disiplin sayesinde tinsel güç kazanma yöntemini izlemektedir. Mithra'cılıkta kıyamet, yargı günü, diriliş ve Mithra'nın kötülük ilkesini alt ettiği ikinci gelişi dinsel gerçekler olarak kabul edilmiştir. Bir mağarada dünyaya gelen Mithra'ya çobanlar hizmet etmişler ve armağanlar getirmişlerdir. Mithra'cılar da kurtarıcılarının göklerden yere indiğine, on iki yandaşı ile son yemeğini paylaştığına, kendi kanını saçarak insanlığı günahlarından kurtardığına ve öldükten sonra yeniden canlandığına inanırlardı. Mithra bayramı, 21 Aralık’ta ışığın yükselişi ile başlar, İsa'nın doğum günü olan 25 Aralık' ise Mithra’nın da doğumudur. Her iki dinde de, vaftiz ile ekmek ve şarabın kutsanması törenleri vardır.
Mithra tapınaklarında yer alan merdivenler gibi, birçok simgeler bugün birçok ezoterik sistemde kullanılmaktadır. Masonlukla Mithra'cılık arasında birçok benzer noktalar bulunduğu ve Masonluğun eski ezoterik sistemlerin modern mirasçısı olduğunu yazarlar tarafından dile getirilmektedir.
Akıl ve hikmetin efendisi Mithra, ışık krallığına hükmederek, karanlıklar tanrısı Ahriman etrafında toplanan kötülük güçlerinin karşısında durmuştur. 21 Aralıkta yükselmeye başlayan ışık; bilginin, ilahi nurun temsilcisidir. Mithra kültünde temel düşünce, insanlar arası eşitlik, kardeşlik ve sevgidir. İyi düşünce, iyi söz, iyi çalışma, ilkeleri vazgeçilemezdir.
Mithra'cılık, tanrısal bilginin yedi derecede düzenlendiğini kabul ediyordu. Üyelerin bir dereceden bir sonrakine geçmeleri, her dereceye özgü özel bir inisiyasyon töreni, cesaret ve dayanıklılık sınavları ile gerçekleşmekteydi. Yedi bilgi derecesi, yedi gezegene karşılık geliyor, dereceleri tırmanmak ruhun gezegen katmanlarını aşarak cennete yükselmesini simgeliyordu. Bu yedi derece sırasıyla: "Corax" (Kuzgun), "Nymphus" (Damat), "Miles" (Asker), "Leo" (Aslan), "Perses" (Pers), "Heliodromus" (Güneşin Habercisi) ve "Pater" (Baba) dır.
Mithra'cılık yalnızca erkeklere açıktır. Mithra, yenilmeyen ve hiç bir zaman da yenilmeyecek olan güneşi yani “sol invictus”’u temsil etmekteydi. Kabul edilen yeni üyeye ölümünü ve bambaşka bir insan olarak yeniden doğumunu simgeleyen inisiyasyon uygulanmakta idi. Aday, gizlilik andı içtikten sonra, yalnızca kült üyelerinin bildikleri kutsal sözcükleri öğrenirdi. Göğsüne takılan altın bir yılan adayın bir inisiye olduğunu kanıtlardı.
Tören diğer inisiyelerin kardeşi olarak ve Baba’nın oğlu olarak adlandırılan ve kabul edilen yeni inisiyenin iki eline yapılan dövmelerle mühürlenerek tamamlanırdı. Capoue’deki bir mağarada bulunan kabartmalarda, adayın kabul töreninde sınamalardan geçişi canlandırılmıştır. Tapınaklar dikdörtgen şeklindedir, İki yanda oturma sıraları, ortada Atlar vardır. Tapınaklar genel olarak yeraltında, mağaralarda yapılmıştır. Mağara göğü sembolize eder. Tavan yıldızlarla süslüdür, Ay öküzün çektiği arabada yer alır. Pencereler görünmez bir şekilde yapılır ve alaca karanlık bir mabet olması sağlanmıştır. Oturma yerlerinin duvarları genelde mozaiklerle süslenmiştir. Mithra’nın fonksiyonu, kurtarıcı ve yaratıcıdır. Boğanın ölümü yeni hayatın doğmasına sebep olur.
Mircea Elliade şöyle der: “ Yeni uygarlıklar ve inanç sistemleri, bir önceki uygarlıkların ve onların inanç sistemlerinin kalıntıları üzerine kurulur”. Günümüzdeki inanç, töre ve dinlerin temelinde, geçmiş inanç, töre ve dinlerin izleri bulunmaktadır.
İnsanoğlu kıymetli büyük inisiyelerini de ancak onlar öldükten sonra yüceltmiş; onların düşünce sistematikleri üzerine tapınaklar yapmış ve putlaştırmıştır.
Bizler, hiç bir düşünce, inanç, din ve felsefeye bağımlı olmadan, geçmiş öğretilere çağdaş bir bakış açısından yaklaşımla, aklın ve mantığın süzgecinden geçirerek, diyalektik açıdan inceleyerek gerçeğe ulaşacağız. Bu yaklaşım bizi, kısır çekişmelerin ve çatışmaların tuzağından koruyarak, zaman içinde gelişen düşüncelere ve dünyaya uyum sağlamamıza yardımcı olacaktır. Böylece düşüncelerimiz dogmalaşmadan ve bizler onların tutsağı olmadan gelişme fırsatı bulabileceğiz.
Zerdüşt şöyle der: "Hum'ata, Hak'ata, Hve'sta” “Düşünce İyi Düşünülsün! Söz İyi Söylensin! İş İyi Yapılsın!"
Ve şöyle bitirir:
“Kötü her yerdedir, senin beynindeki düşüncede senin dilinde ve senin eyleminde. Kötüyü ara ve ona diren içine dön, içini dinle.”
Yolculuğumuz ışığa doğrudur; tekâmül yaşamın gerçeğidir. İyi, doğru ve güzele giden yol zorluklarla doludur. Bizlere düşen çalışmak ve ışığımızı taşımaktır; bir gün gelir ışığı arayanlar ve bu ışığı taşıyan eller yorgun düşer; o noktada ışık ölümsüzdür; yeni kuşaklar ışığı devir alacak ve bu evrimi devam ettireceklerdir.
Ve bu hakikat arayışı sürecektir... Sürecektir...