19 Mart 2014 Çarşamba

Tanrı Yoktur

Yazımızın özeti iki kelime ile budur: “Tanrı yoktur”. Yıllardır hatta yüzyıllardır var olagelen yaygın yanlış kanılardan bir tanesi ve bence de en önemlisi tanrı yanılgısıdır.
Yıllarca birçok insan tarafından kabul edilen ancak ne yazık ki gerçekle bağdaşmayan bir yanılgı. Elbette zaman zaman çeşitli insanlar çıkıp uyarılarda bulunmuş, ancak istedikleri sonucu alabilmişler midir, bilemiyoruz? Bu uyarı yüzde yüz işe yarayacak, insanlar bu gerçeği kabul edecek diye bir kaide de yok zaten…
En başından başlayalım. Tanrı nedir? Kimdir? Nerededir? Nasıl yaşar? Yalnız mıdır? Öncesi ve sonrası var mıdır?
Soruları daha da çoğaltmak mümkündür. Tanrı
dediğimiz zaman insanların tapındıkları, kendisinden ürktükleri, zaman zaman sevdikleri, uğruna çeşitli adaklar adadıkları varlık aklımıza geliyor.
Eski çağlardan bu yana insanlar bir takım olağan üstü sandıkları olaylardan tutun da güneşe, aya ve çeşitli yapılara “tanrılık” vasfı yakıştırıp tapınmışlardır.
Semavi din tabiri ile ifade edilen –ki yanlış bir ifadedir, semavi din olmaz- dinlerin insan hayatına girmesinden sonra “tanrı” kavramında değişiklikler olsa da yanlışlıklar ve absürtlükler yine de devam etmiştir.
Son din İslamiyetin gelişi ile birlikte “tanrı yanılgısı” kısmen azalmışsa da günümüzde Müslümanlar içerisinde dahi devam ettiği görülmektedir.
Oysaki son peygamber Hz.Muhammed(s.a.v)’in öğrettiği İslam dininde “tanrı” kavramına asla yer yoktur. Kelime-i Tevhid dediğimiz “La ilahe illallah” ile anlatılmak istenen de zaten budur.
Burada “la” kelimesi “yoktur” manasına gelir. “İlla” ise “sadece” anlamındadır. Açtığımızda “İlah yoktur, sadece Allah(c.c.) vardır” anlarız. Yani “sandığınız gibi bir tanrı yoktur, sadece Allah(c.c.) vardır”.
Demek ki Allah(c.c.) tanrı değildir. Öyle olsaydı La ilahe illallah denmezdi de, “Sizin tanrınız Allah(c.c.)’tır” denirdi. Demek ki “tanrı” yanılgısından insanlar uzaklaştırılmak istenmiş ve bu şekilde ifade edilmiştir.
Bu gerçeğe rağmen insanların gökte uzaklarda bir yerde oturan bir tanrı tasavvuru içerisinde oldukları görülebiliyor. Yaygın kanaate göre tanrı diye bir şey var. Orada uzakta bir tanrı var, bilmem ne yıldızında oturuyor, dünyaya peygamber gönderiyor, emirlerini uymayanlara kızıyor, uyanları da cennete sokuyor… Bazen meleklerini görevlendiriyor. Melekleri de beyazlar içerisinde pırıltılı kanatlı yaratıklar, tanrısının emriyle dünyaya iniyorlar, peygambere haberi iletiyorlar…
Aynı yanlış kanaate göre insanlar ölünce de ötelerde bir yerde mahşerde toplanıyorlar, tanrının karşısına çıkarılıyorlar, tanrıları onları sorguluyor, elindeki terazi ile günahları sevapları tartıyor. Öyle ya, tanrı geri kalmış herhalde, elinde terazi ile geliyor, dijital tartılardan habersiz… Sevabı çok olanları cennete gönderiyor, günahı çok olanları da yanmaları için cehenneme… Masal gibi mi geldi? Masal zaten…
Son iki paragraftaki her şey masaldan ibarettir.
İnsanların sandığı gibi, orada, ötemizde, oturan; insan gibi düşünen; gözleri ve kulakları olan; terazi ile gezinen bir TANRI YOKTUR.
Peygamberler de o tanrıların postacısı konumunda kişiler değildir.
Melekler kanatlı, uçan yaratıklar değildir.
Cennet ve cehennem ve dahi ahirete ait her şey ötelerde bir yerlerde; bilmem kaç ışık yılı ilerde falanca galaksi içinde konuşlandırılmış yerler değildir…
Son Peygamber Hz.Muhammed(s.a.v)’in bildirdiği üzere “Tanrı yoktur, sadece Allah(c.c.) vardır”.
Burada tanrı yoktur tamam, Allah(c.c.) vardır tamam, bir de biz varız yanılgısına da düşülmesin. Evrenimiz ve bilemediğimiz diğer evrenler ayrı bir şey, Allah(c.c.) ayrı bir şey değildir.
Yaratılmış düzen içerisinde ayrılık yoktur. Teklik hâkimdir. Sadece Allah(c.c.) vardır derken bunu kastediyoruz.
Ötelerde, ötende ayrı bir varlık var zannına kapılma; tanrı arama! Çünkü sadece ALLAH(c.c.) vardır.
Yunusun “Bir ben vardır bende, benden içeru” derken kastettiği bu tekliktir.
Yukarıda verdiğim bir detay ile kapatayım. Semavi din olmaz dedik. Neden? Semavi derken kastedilen “gök”tür. Yani gökten gelen din, gökten inen din kavramına işaret edilir ki din gökten inmez. Çünkü gökte bir yerlerde tanrı yoktur dedik. Dolayısıyla gökten inen bir din aramak yanlış.
Din Allah(c.c.) indinden inzal olur(Başka bir yazı konusu).
“Semavi dinler” tabirindeki ikinci yanlış ise çoğul ekidir. Yani din dediğimiz şey bilmem kaç tane değildir. Dinler denilince çok din varmış gibi algılanır.
Oysaki din tektir. Eğer Allah(c.c.) tek ise, onun dini de tektir. Her kavim için ya da her dönem için ayrı din mi icat edecek! Bilgisayar programı gibi her peygamberle dinin versiyonu mu yükseltiliyor?
Din tektir, dinler yanılgısı insanların dini dejenere etmesinden kaynaklanır. Kısaca hem semavi din olmaz, hem de din çoğul değildir. Tek bir din vardır ve Allah(c.c.)’tan inzal olmuştur.
Özetle Tanrı yoktur, Allah vardır..
Selam ve muhabbetle..
Murat HACIOĞLU

Site/Web blog:
http://murathacioglu.com/main/tanri-yoktur/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder